Artıları ve Eksileriyle QUASAR İSTANBUL Projesi

 

quasar-istanbul-by-marcel-wanders-wins-at-the-L-8dB9GY

Son zamanlarda yapım şeklinin ‘şaibeli’ olması nedeniyle sıkça gündeme gelen Quasar İstanbul, Şişli’de Tarihi Likor Fabrikası’nın (Yanında Ali Sami Yen Stadı vardı) yerine yapılan bir gökdelen projesi. Açıkçası, diğer bütün gökdelen, rezidans projelerinden farklı olduğunu düşünmediğim için bu güne kadar hiç üstünde kafa yormadığım bir projeydi. Ta ki DGNB sertifikalı bir yapı olduğunu öğreninceye kadar. (Biliyorsunuz yeşil sertifikalı binalara özel bir ilgi duymaktayım). Bende bu yapıyı araştırmaya başladım. Meğerse neler olmuş neler…. 

Öncelikle şu şaibeli dediğim durumu size kısaca açıklamam gerekiyor. 2 nolu koruma kurulu tarafından 2006 yılında endüstriyel miras olarak koruma altına alınan likör fabrikasını, 4 numaralı tabiat varlıklarını koruma komisyonu korumak için yıkma kararı aldı. Restorasyon okuyanlar…. evet siz bu vakte kadar her şeyi yanlış öğrendiniz, biz Türkiye’de restorasyonu yıkarak yapıyoruz!!. Sonra TMMOB Mimarlar odası İstanbul şubesi yapılacak projenin yoğunluğunun, imar planlarının ve bulunduğu yerle ilgili olarak projeyi durdurmak için dava açtı. 2013’in son günü bazı gazetelerde açılan dava sonucunda projenin kamu yararına ve şehir planlama ilkelerine aykırı bulunarak iptal edildiği haberi çıktı. Projenin ortakları olan Emlak Konut GYO ile Viatrans-Meydanbey Ortak Girişimi jet hızıyla bu haberi yalanladı….ve durum böyle devam ediyor.

quasar

Gelelim sertifikalı bir yapı olması durumuna… DGNB Almanların 2. nesil yeşil bina sertifikası olarak adlandırdığı bir sistem. LEED, Breeam gibi ülkemizde kullanılan ve 1. nesil olarak adlandırılan sertifika sistemlerinden farklı olarak bulunduğu ülkedeki yasa, yönetmelik ve standartlara adapte olabilmesi DGNB sertifikasının önemli özelliklerinden birisi. Standart bir bina yerine sertifika sahibi bir bina yapıyor olmanız tabi ki çevreye, doğaya ve insana duyarlı olduğunuzu gösteriyor ve her zaman takdirle karşılanıyor. Ama daha önceki yazımda da belirttiğim gibi bu sertifikaların hiçbiri Türkiye’nin coğrafi, kültürel, ekonomik ve siyasi özelliklerine göre yapılmadığı için gözden çok önemli şeyler kaçabiliyor.

Maalesef sonuçta da bu kadar olaylı bir şekilde başlayan ve devam eden bir projenin yeşil sertifika almış olması ne ifade eder onu sorguluyorsunuz ve bir noktadan sonra bu sertifikalar size anlamsız gelmeye başlıyor…

Bu yazı Kentler, Mekanlar içinde yayınlandı ve , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın